Teknolojik cihazlarda, biz kullanıcılar için ön plana çıkan iki önemli etken var.
Biri, enerji sarfiyatı (özellikle mobil cihazlarda pil ömrünü belirlemesi açısından), ikincisi ise, ekran boyutu ve görüntü kalitesi.
Kaldı ki, ekranlar, mobil cihazlarda enerjiyi en çok harcayan bileşenlerin başında gelenlerdendir. Bu sebeple bu iki etken arasında önemli bir ilişki var.
Peki, ekranlarla cihazların bağını kopartmayı denesek nasıl olur? Pil ömrü açısından faydalı olacağı kesin. Ya kullanışlılık açısından?
Örneklendirelim:
Öyle bir cep telefonum olsun ki üzerinde ekranı olmasın.
Ya da öyle bir fotoğraf makinem olsun ki ne bir LCD ekrana ne de bir vizöre ihtiyacım olsun.
Ya da arabamla trafikte ilerlerken, dikiz aynalarını kullanma ihtiyacım olmasa.
Örneklerin çoğaltılması işin kolay kısmı aslında.
Bundan 10 yıl önce, göz doktorumdan çıkıp, yeni lenslerimle (ki ilk defa bir göz aparatı kullanıyordum) dünyaya baktığım günü dün gibi hatırlıyorum. Renkler çok daha parlak, cisimler çok daha netti.
O anın verdiği heves ve heyecanla her yöne bakarken, aklımdan keşke bu lenslerle “zoom” yapabilseydim diye bir fikir geçti. Daha sonra bu fikri, keşke baktığım yerlerin fotoğraflarını çekebilseydim diye bir adım öteye taşıdım.
Bugün ise bu fikirler artık, iPhoneumun ekranı olmasın, arabamın dikiz aynasına ya da park sensörüne ihtiyacım olmasın veya bir beyin cerrahı, operasyon anında özel gözlükler yerine gözündeki lensi kullansın gibi farklı şekillere bürünmekte.
Gelin, biraz hayal kuralım.
Aracımla çevre yolunda ilerliyorum ve araç hakkındaki tüm bilgiler kontakt lensime yansıyor (aracın hızı, uyarı mesajları, vs..) ve o anda çalan cep telefonumdan kimin aradığı bilgisini, yine gözümü yoldan ayırmadan görebiliyorum. Ya da şerit değiştirirken dikiz aynasına bakmak yerine, görüntü gözümün önünde beliriyor ve ben şerit değiştirme riskini en aza indirgiyorum.
Bazen, öyle anlar oluyor ki, ah keşke fotoğraf makinem yanımda olsa diyorum. Bunu demek zorunda olmasam ve baktığım yerin görüntüsünü kaydedebilsem.
Şu anda dünyada birçok kurum, bu konunun üzerinde çalışıyorlar ve ticari bir ürünün ortaya çıkması an meselesi.
Daha önceki bir yazımda görüntünün kontakt lense taşınması gerektiğinden tek bir cümle ile de olsa bahsetmiştim.
Augmented Reality ile bu teknolojini birleşmesi sanırım bizleri çok daha fazla fonksiyonel (!) hala getirecektir.
Baktığım yöndeki hastanelerin, ATMlerin, restoranların lokasyonlarını sanal gerçeklikle görebilsem veya duyduğum bir kelimenin anlamı bir anda gözümde canlansa (!). Enteresan olmaz mı? :)
Günün Sonu:
Noldu yavrum nen var? Ağlıyor musun?
Ağlamıyorum, sanırım gözüme bir şey kaçtı :)