Bir gemi,Yunanistan’ın Trieste limanından yüklediği ahşap sakızını Romanya’nın Konstanta limanına doğru götürürken geçmişti 500 yılı aşkındır Türk kontrolü altında olan ve alt-üst akıntısı derişim farkı yüzünden zıt yönde hareket eden boğazdan. Tahminler binlerce yıl öncesinde gerçekleşen büyük depremde açıldığını ve şimdiki ege denizinden gelen suların oluşturduğunu gösterir yöndeydi bu dünyaca ünlü mekanın.
Her neresinden olursa olsun boğazın kıyılarında kendinde yer alabilmiş ortamlar o binlerce yıldır süre gelen akıntıların taşıdıkları büyüler ile biri bin edebilme yetisine sahiptirler.
İster Kanlıca’da yoğurt yerken, ister Çengelköy’de kahvaltı yaparken, ister Kulelide parkta şarap içerken, ister motorla Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçerken, ister Dolmabahçe’de çay yudumlarken, İster Rumeli Hisarında konser dinlerken, ister Sortie’de mezuniyetinizi kutlayıp dostlarla kadeh kaldırırken… Amacı, yöntemi ne olursa olsun Boğaz, yapılan eylemi farklı kılabilmektedir.
İşte bahsi geçen büyünün yüz sürdüğü bir geceydi cumartesi gecesi… Bu gece de gözüme birçok şey takıldı. Masa taşıyan garsonlar, alabildiğine dikkat çekecek bir şekilde sigara satan genç kızlar, bayanlar üşümesin diye şal getiren çalışanlar, yatları ile geceye teşrif edenler ve bu zatları sözüm ona kontrolden geçiren güvenlik görevlileri, içinden gelen tüm duyguları vücudunun her bir kıvrımına ayrı bir şehvet ve ayrı bir heyecanla aktaran beyaz body ve gri pilili eteği ile tüm er gözlerinin dönüp en az bir kere baktığı öz güven abidesi hatun kişi, bir gece önce adalar üzerinden doğuşuna şahit olduğum bu gece Anadolu yakası tepelerinin arkasından yüzünü gösteren inanılmaz güzellikteki ay, boğazın üzerinde bir gerdanlık gibi duran Boğaz Köprüsü ve birçok ince detay…
Yukarıda sıralamadığım keza sıradan olmadığı için orada yer almayan son bir ayrıntı daha var. Her birimizin ayrı ayrı kendimizce bir o kadar zor ve eğlenceli kabul ettiğimiz günlerimizi geçirdiğimiz, ortak paydamızı oluşturan, sırtımızda taşıyacağımız belki en önemli marka ile olan son bağımızı kafamızda ki dört köşeli şapkamsıyı elimizden geldiğince yukarıya atarak kopardık. O gece Sortie’de sanırım bizden daha fazla eğlenmeyi hak eden kimse yoktu. Yeditepe İşletme 2006 mezunları Cuma gecesi Sortie’de geçen yılların zorluklarının etkisini atıp mutlu yanlarını harmanladılar.
Konstanta, limanına yükünü boşaltırken Yunan bandıralı gemi birkaç gün önce geçtiği Boğazın güzelliklerini güvertesinde taşıyamadığı için mahzun bir şekilde dalgaların etkisiyle salınmaktaydı…