Martı Dergisi Ağustos sayısında yayımlanan yazımı buradan da sizlerle paylaşmak istedim.
—————-
Her ülkenin, her şehrin, hatta mahalle ve sokakların bazen beklenmeyen, bilinmeyen, oraya ait olmadığı çok aşikar ziyaretçileri olur.
Kimi zaman bu ziyaretçilerin; yan mahalleden, başka şehirlerden, başka ülkelerden ve hatta söylentilere gore başka dünyalardan geldikleri olur.
Bu satırları yazarken fark ettim ki; aslını isterseniz ben de yaşadığım bu güzel şehirde bir yabancıyım, bir ziyaretçiyim. Aslını isterseniz, yabancılığımı asgari seviyeye çekmek için Minsk?i ve dolayısıyla Belarus?u elimden geldiğince tanımak için çaba sarf ediyorum.
Ancak; yakın zaman once öğrendiğim ve öğrendikten sonra hakkında birtakım araştırmalar yaptığım bir başka Minsk ziyaretçisinin, Minsk günlerinde yerelleşmek için çok fazla çaba sarf etmediğini gördüm.
Geçtiğimiz günlerde buradaki yerel arkadaşlarımla sohbet ederken, içlerinden birisi ?Lee Harvey Oswald?in zamanında senin şu andaki evine çok yakın bir yerde yaşadığını biliyor musun?? dedi.
Ben ve sohbete taraf olan birçok kişi ?kiiiiiim???? diye soruverdik.
Konuşma esnasında öğrendik ki; Lee Harvey Oswald, Amerika Birleşik Devletleri?nin 35inci başkanı J.F.Kennedy?nin suikastçisi olduğu iddia edilen bir Amerikalıymış.
Dünyanın sayısızca kez televizyon ekranlarından izlediği ve gerçekten dikkat çekici bir olayın müdahili olan ve tarihte iyi veya kötü bir şekilde yer almış birisinin, sadece iki yüz metre uzağımda ikamet etmiş olması ilgimi çekmişti.
Yaptığım ufak çaplı araştırmanın sonunda Likhoi?nin, (Belarus KGB?sinin dökümanlarına gore LHO bu takma isimle takip edilmiş) işlediği varsayılan suikast öncesinde iki yıla yakın bir süre Minsk?te yaşadığını öğrendim.
Amerikan Deniz Kuvvetlerinde asker olan LHO, 1959 yılında Finlandiya?da eğitim alma bahanesiyle ülkesinden ayrılıyor ve Helsinki?de sadece 1 günde SSCB vizesi alarak Moskova?ya varıyor.
Devam eden sürede Moskova?dan Minsk?e gönderilerek, burada kendisine o zamanın şartlarına gore sadece devlet ileri gelenlerinin sahip olacağı bir bölgede (Bugün de Minsk?in içinden geçen nehrin tam kıyısında ve ülkenin 0 km taşına sadece 500 metre uzakta olan) bir daire tahsis ediliyor.
Bugün de Minskte faaliyet gösteren, elektronik üreticisi Horizont isimli firmanın radio üretimi yapan bir fabrikasında da işe başlıyor.
Bir sene sonra ise Belaruslu bir kadınla evlenip, bir çocuk sahibi oluyor.
Soğuk savaşın yoğun olarak varlığını hissettirdiği yıllarda Sosyalizmin en büyük kalesinde bir kapitalistin bu denli rahat hayat sürmesi elbette ki; hem o tarihte hem de bugün geri dönüp bakıldığında akıllarda soru işaretleri oluşturuyor.
Minsk?te geçirdiği zamanlarda tuttuğu günlükte Oswald:
?Kazancım çok az, az olsa da harcayacak hiçbir yer yok. Burada daha fazla kalmak istemiyorum?
gibi bıkkınlık dolu bir edayla hep depresif bir portre çizmiş.
Tezat bu ya; Belarus KGB raporlarında LHO?nun Minskte yaşadığı yıllarda bir tüfek alıp fabrikasındaki atıcılık kulübünün etkinliklerine katıldığı ve atıcılık namına en ufak bir yeteneğinin bulunmadığı da yazılıyor.
Tarihin en önemli suikastlerinden birinin sanığının, atıcılıkta yeteneksiz biri olması ve bunun gizli isthbarat raporlarına geçmesi de enteresan doğrusu.
1962 yılının ortalarında çocuğu ve eşini de alarak yeniden Amerika?ya dönüyor.
Amerika?ya dönüşünden sonra gerçekleştirdiği ileri sürülen suikaste ve kendi ölümüne kadar Dallas, New Orleans ve Mexico?da zaman geçriyor.
Geçen bir yılı aşkın süreden sonra, 22 Kasım 1963 günü Dallas?ta üstü açık arabasıyla konvoy dahilinde ilerleyen başkanlık arabasına 3 atış yaptığı ve Amerika Başkanı?nı öldürdüğü iddia ediliyor.
Aynı gün içerisinde başka bir mahalde, bir polis memurunu yaralamaktan göz altına alınıyor.
Göz altındayken yapılan incelemede, başkanın suikasti sırasında o çevrede bulunan işletmelerde çalışıp, olay anı ortadan yok olan biri olarak arandığı ortaya çıkıyor.
Yakalanmasından sonra iki gün boyunca sorgulanıyor ve sorgu sırasında kendisine itham edilen suçlamaları reddediyor.
İki günün sonunda sorgulandığı polis merkezinden eyelet hapishanesine transfer edileceği sırada bir gece kulübü işletmecisi tarafından vuruluyor.
Vurulduktan sonra kaldırıldığı ve sadece 48 saat önce Kennedy?nin öldüğü hastanede ölüyor.
Yazımın başında dedğim gibi; Minsk için beklenmedik bir ziyaretçi portresi bana göre.
Kahramanı olduğu hayat ve kurgusu da birçok açıdan ilgi çekici.
Daha önce mimarisiyle ilgimi çeken ve LHO?nun yaşadığı yukarda bahsi geçen binaya, bu yazı biter bitmez gidip, binanın fotoğrafını çekeceğim.
Yazıya eklenmiş olan foto; yaklaşık 40 yıl sonra da olsa, Amerika Başkanı?nın süikast zanlısının bir zamanlar yaşadığı evin şimdiki halidir işte.
Özetle; mahalle komşularımdan biri dünyanın en meşhur suikastçilerinden biri galiba.
çok enteresan, bir solukta okudum…