Bizler, bir önceki nesilden daha öndeyiz. Bizden önceki nesil de, kendilerinden bir öncekinden daha öndeydi.
Önümüzdeki nesil ise, bizden çok daha önde olacak.
Görünen o ki; bir önceki neslin bir sonrakini geçmesi boynuz kulak ilişkisi, yani olağan bir süreç.
Bu süreçte değişen en önemli nokta ise, önceki neslin bir sonrakini yakalama hızı ve yakaladıktan sonra attığı fark.
Bu değişkeni hiç yabana atmadan çok ciddiye almamız lazım. Zira yeni nesili yetiştirecek, yönetecek, yönlendirecek olan bizlerin; onların öğrenme, algılama, düşünme ve harekete geçme hızlarına ayak uydurup tatmin edici içerikler ve yöntemler geliştirmesi gerek.
Bunun yanında; daha önce yayınladığım (Yeni Rakiplerimiz Çocuklar) yazımdaki gibi; yeni nesil bizler için çok ciddi rakip aslında. Kendimizi bu rekabete karşı da hazırlamamız gerektiği de, kaçınılmaz bir gerçek.
Bugün, son zamanlarda izlediğim en etkileyici filmlerden birini izledim. Filmin adı: Temple Grandin. () Günümüzde özellikle hayvancılık alanında dünyada ismi gayet iyi bilinen otistik bir bilim kadının hayatını anlatıyor.
Filmde; okulla arası hiç de iyi olmayan Temple’ın, Fen Bilimleri öğretmeni tarafından nasıl doğru şekilde yönlendirildiğini görülüyor. Diğer insanlardan farklı olan düşünce yapısı ile yaptığı gözlemler ve literatüre geçen buluşları da, gayet akıcı şekilde aktarılmış.
Filmi bir şekilde bulup izleyemezseniz eğer, size tavsiyem Temple Grandin’in yukarıda yazdıklarımın temelini destekler şekilde TED’de yaptığı konuşmayı aşağıdaki videodan izlemeniz.
Günün sonuna baktığımızda bizi ciddi anlamda zorlayacak bir nesille karşı karşıyayız. Umarım onlara sağlam temellerle karşılık verebiliriz. Bu sayede geleceğin dünyası çok daha yaşanabilir olur.