Saygiyla aniyoruz!
Rahmetle aniyoruz!
Ozlemle aniyoruz!
Ariyoruz, aniyoruz!
Saygi ile egiliyoruz!
Saygi, sevgi, sukran ve ozlemle aniyoruz!!!
Hemserim! Bu vatana can vermis dedelerin torunu!
Anca yukarida yazan cumleleri sosyal duvarlarina yazip 2-3 gunlugune profil resimlerini degistiriyorsun.
Lafla ve safsata ile gecistiriyorsun sadece.
O, “Beni Turk hekimlerine emanet edin” derken, biz bati hayranligi ile (ya da su siralar, Arap) yasiyoruz.
O, “Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar” derken biz kaytarmayi yasam bicimi haline getiriyoruz.
O, “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden düşünceleri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” derken biz Ogretmenleri aclik sinirinda birakiyoruz.
O, “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” derken biz ecdadimizi dizi filmlerden ogreniyoruz.
O, “İstiklal, istikbal, hürriyet, herşey adaletle kaimdir!” derken, biz adalet saraylarini betonarme yapilardan ibaret hale getiriyoruz.
O, “Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruattir.” derken, biz karis karis satilan vatana sahip cikmiyoruz.
O, “Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.” derken, biz alt kimlik, ust benlik oyunlari icinde sesimizi cikartmiyoruz.
O, “Yurtta sulh, cihanda sulh.” derken, biz kavga etmedik, nifak sokmadik komsu birakmiyoruz.
O, “Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.” derken, biz iktidara sadece sahsi hirsini kollayanlari gatiriyoruz.
O. “Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.” derken, biz guzel dinimiz Islami bir ayrisma noktasi olarak sorun haline getiriyoruz.
O, “Basın milletin müşterek sesidir. Başlıbaşına bir kuvvet, bir okul, bir öncüdür.” derken, biz basinimizi iktidar kopegi haline getiriyoruz.
O, “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz.” derken, biz mulkumuzun temeline dinamit doseyenleri sadece izliyoruz.
O, “Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.” derken biz sadece ve sadece kicimizi kirip yatiyor, olani biteni izliyoruz. Sonra da yok efendim, saygiyla aniyoruz, emanetine sahip cikiyoruz, izinde yuruyoruz!
Emin olun ki Mustafa Kemal olumunden 76 yil sonra “Izinde Yuruyoruz” diyen birini duysaydi cok hayal kirikligina ugrardi.
“Ne izimden yuruyorsun hala Cocuk“ derdi.
“Beni coktan gecip, benden cok daha ote ufuklara ulasmis olman lazimdi” derdi.
Biz ise hala ANmakla mesguluz.