Laf ola

  1. Küçük mutluluklar insanıyız biz. Küçük mutluluklarımız vardır bizim. Hiç çok mutlu olan, devasa mutlu olanımız yoktur aramızda.
    Melankolikiğizdir biz geleneksel olarak. Acılara meylimiz vardır. Bu yüzden bizi büyük acıları bir araya getirir. Millet olduğumuzu, birlik olduğumuzu, Dünya’ya bedel bir Türk olduğumuzu ancak canımız yanınca hissederiz biz. Acı sözlü şarkılarda bile dans edişimiz, alkış çalmamız, tempo tutup göbek atmamız bundandır be amca oğlu!
    Askere gideni davulla, savaşa gideni kınayla yollarız mesela.
  2. Ne ara güven sorunu yaşamaya başladık acaba?
    Sokakta arkamızdan biri yürüse kaldırım değiştirmeye ne zaman başladık mesela?
    Ne bileyim ben, komşuya anahtar bırakmaktan hangi ara korkar olduk? Evlere demir parmaklıklar taktırmak ilk kimin aklına geldi acaba?
    Gülümseyerek biri yaklaşıp birşey sorunca acaba benden ne çıkarı var diye düşünmeye ne zaman başladık?
    Televizyon bizi ne zaman kandırmaya başladıysa o zaman galiba. Hele o milenyum dönüşü ile bu TV denen zamazingo tam bir illet oldu başımıza.
    İzleme emmi oğlu izleme. Seni yalana alıştırıp seni yalancı yapıyor. Sonra herkes bir başkasını kendinden biliyor.
  3. Konya Ovası, Çukur Ova, Harran Ovası, nice nehir deltaları, Güney ve Kuzey Anadolu Dağlarında nice dağ başları… Nereye meyve çekirdeği düşse bu topraklarda orada ağaç biter, hangi sonbahar rüzgar esse o estiği yerlerde ilk baharda otlar biter bu ülkede. Tohumlar tohuuumlar!
    Bu ülkede en iyi yetişen tohum ise son zamanlarda nefret tohumları. Dikmeyin kardeşim o tohumları. Yemeyin meyvelerini o ağaçların.
    Can suyu dökmelerine izin vermeyin o tohumlara. Lanet olsun ama verimli olmasın Anadolu toprakları nefret tohumları için.
    O tohumlar büyüyünce ayırıyor işte eti tırnaktan. Halayı horondan, efeyi yörükten, ayranı rakıdan o tohumlar ayırıyor. Sulamayın o nefreti.
  4. Ölüyor Allahım ölüyor. Gittiği düğünde geline bakarak iç geçiren 4 yaşında kızcağız cigeri yanarak, kafası kolu koparak ölüyor. Tam bir olacaz diyoruz, tam ufukta görünüyor iki voltluk ampul kadar cılız bir ışık aha gene patlatıyor namussuzlar bombayı. İzin verme ümidinin sönmesine. O elektrik kesilirse sen çıra yak. O ışık sönmesin. Kapılma o vicdan yoksunu namussuzların yaymak istediği korku bulutuna. Yağ, es, gürle, şimşekler gibi çak ama söndürme içindeki ışığı.
  5. Düşün be kardeşim, araştır, oku be amcam oğlu. Sev biraz, önce kendini sev. Valla sevmiyorsun kendini, kendini sevmediğin için sokakta gördüğün mahsun köpeği tekmeliyorsun. Kendini sevmediğin için trafikte küfredip üstüme üstüme sürüyorsun o yandan çarklı arabanı. Kendini biraz sevsen, eşini çocuğunu da seveceksin. Beni değil, onu değil, bunu, şunu değil kendini sev biraz. Sonra zaten diğerlerine tahammül edebilir olacaksın. Aynada kendine bakınca kendine gülümse biraz. Bir de gece yatağa girince, yastığa başını koyunca, gözlerini kapatınca yalandan bile olsa gülümse. Çok daha güzel uyuyacaksın. Şerefsizim işe yarayacak. Yaramazsa rüyanda döv beni deşarj ol. Ben razıyım sopa yemeye.
    Laf ola beri gele benimki.

Leave a Reply