Daha önce birkaç kere yazdım.
Augmented Reality (AR) ve Kontak Lensler.
1. Yazı: Baktigim Her Yerde Bilgi Var
2. Yazı: Teknolojik His
Bu iki konseptin bir araya gelme fikri beni gerçekten çok heyecanlandırıyor. Heyecanlanma sebebim ise, bahsi geçen olguların etkin entegrasyonları. Dünya üzerinde sayısız konuda iş yapış şekillerimizin, alışkanlıklarımızın, kökten değişmesine yol açacak olması.
Aklıma bir çırpıda gelen değişiklikleri sıralamadan önce, çok yakın zamanda kontak lens piyasasına sürülen ticari bir üründen bahsetmek istiyorum.
İsviçre’nin Lozan şehrinde faaliyet gösteren Sensimed isimli kuruluş; şeker hastalığının, hastaların göz sinirleri üzerindeki tahribatını ölçebilmek için mikroteknolojik yöntemlerle yeni bir kontak lens üretti. Bu lens; 24 saat içerisinde hastalığın optik sinirlere uyguladığı basınç değişikliğini ölçerek, topladığı verileri bünyesindeki anten sayesinde kaydedici üniteye gönderiyor.
İhtiyacı olan enerjiyi ise; kaydedici ünitenin RFID anteninden kablosuz olarak sağlıyor.
Sonuç itibariyle; bu kontak lens, kablosuz olarak enerji alıp, veri gönderebilecek seviyede ve şu anda piyasada ticari bir ürün olarak satılmakta.
Demek istediğim; bu konu artık bir teori, hayal, konsept ya da prototip değil. Gerçeğin ta kendisi!
Ayrıca, aynı firma, görüntüyü LED’ler aracılığıyla optik lenslere aktarmaya çalıştığına dair bir açıklama da yapmış.
İşte benim asıl beklediğim nokta da, tam bu konu.
Haydi biraz hayal gücümüzü sıkıştıralım. ‘Kontak lens ve Augmented Reality’ işbirliğinden etkilenebilecek alanlar hakkında aklıma ilk gelen örnekler şöyle:
- Senfoni orkestrası sanatçıları, artık konser esnasında önlerindeki notalara bakmak zorunda olmayacaklar. Çünkü notalar baktıkları heryerde olacak.
- Araba kullanırken; dikiz aynalarına, yol bilgisayarına, hız göstergelerine veya navigasyon cihazına bakmak için gözümüzü yoldan ayırmamıza gerek kalmayacak.
- Mobil cihazlarımızın ekrana bağımlılığı kalmayacak. Bu sayede, pil tüketim oranları ciddi anlamda düşecek.
- Bir toplantı anında ihtiyacımız olan bilgiler, kimse farketmeden gözümüzün önünde olacak.
- Sunum yaparken, perdeye ya da bir başka ekrana bağımlılığımız kalmayacak.
- Penaltı kullanan futbolcu; rakip kalecinin önceki penaltılarda hangi köşeyi daha çok kapatmaya çalıştığı bilgisine, istatiksel olarak erişicek.
- Öğrencilerin, sınav esnasında kopya şansları artacak.
- Sinemalarda 3D gözlüklerin dağıtılmasına gerek kalmayacak.
- Belki de, gözler artık sevgililere yalan söyleyebilecek.
- Basılı dökümanlara gerek kalmayacak. İndireceğimiz e-kitapları istediğimiz heran okuyabileceğiz.
- Görme özürlüler için büyük kolaylıklar sağlanabilecek.
Belki de, yukarıda sıraladığım işlemler için gözümüzün açık kalmasına dahi gerek kalmayacak.
Sadece 3-5 dakika içerisinde aklıma gelen bu maddelere, yenilerini eklemek çok çok basit. Bir defa istenen görüntü taşınabilir olsun. Devamı çorap söküğü gibi gelecektir.
Elbette bu teknoloji, birçok temel düzeni sarsacak ve kuralların yeniden yazılmasına sebebiyet verecek.
Örnek olarak öğrencilerin sınav yöntemlerinin; bilgiye dayalı bir şekilden, bilginin işlenmesine dayalı yöntemlere taşınması gerekecek.
Zira, tüm öğrenciler, gerekli teçhizatlarla, bilgiye anlık ulaşabilir durumda olacak. Aralarındaki farkı ise; doğru bilgiyi bulabilme, bulunan bilgiyi analiz edip işleyebilme ve çıktıları ihtiyaç yönünde etkin şekilde kullanabilme yeteneği oluşturacak.
Sonuç itibariyle benim öngörülerim; bu teknolojinin günlük hayatta, yukarıda örneklerini verdiğim alanların kimilerinde ve çok basit uygulamalarla, 2015 öncesinde kullanılabilir olacağı yönünde.
AR ile başlayacak yeni sürece ayak uydurabilecek olanlarımız, rakiplerine karşı çok ciddi bir rekabet avantajı sağlayacak.
Peki; sizden yukarıdaki örneklere katkıda bulunmanızı istesem, ne dersiniz? Var mı aklınıza gelen birkaç farklı uygulama alanı?
ahhh, bu teknolojiye yarın akşam ne kadar ihtiyacım vaaaarrrr!!!
Al benden de o kadar! :)